Kaynagini gündelik yasamdan alan resimlerinde disavurumcu bir anlayis benimseyen Terliksiz, farkli teknikler ve malzemeler kullanarak yapitlarini biçimlendiriyor. Zemini ve malzemesi her ne olursa olsun sanatçinin yapitlarinda hayat verdigi 'kahramanlar', dönüp dolasip yeniden hayata karisiyor. Sira disi üslubu ile büyük ilgi uyandiran Erkut Terliksiz, aykiri ve yenilikçi yaklasimi ile günümüz sanatinda simdiden önemli bir yere sahip. Fatih Kizilgök, Terliksiz'in resimlerini bu sözlerle tanimliyor: "Bu ilk kisisel sergisindeki yeni resimleri(...), sanatçinin köktenci hayal hallerini ve acimasiz duygusal disavurumlara olan ilgisini ortaya koymaya devam etmekteler. Sanatçinin ilk dönemlerinden beri islerindeki "güzellik" olgusu burada izledigimiz resimlerinde daha rafine ve incelikli bir sekilde varligini sürdürmekte. (...)Resim yapma eylemi Erkut için hayatin günlük akisinin devami; tipki bir nefeslik havanin ardindan daha derin bir soluk almak için bazen kuvvetlice öksürmek gibi... Yalniz, bunu her yapisinda, arta kalanlar onun her seyin en uçari katili olabilmesini mutlak kilacaktir. Yani tam da resmin bittigini ve kalbinize dokundugunu hissettiginiz anda o, sizin 'güzel' oldugunu düsündügünüz her seyi renk yamaciklariyla kaplayarak yapita saldiracak, yüzündeki imali siritisla yeniden baslayacaktir."