Genç sanatçi Tayfun Gülnar’in x-ist’teki ilk kisisel sergisi Chromophobia*, 27 Aralik 2017 - 27 Ocak 2018 tarihleri arasinda izleyiciyle bulusuyor.
*Hücrenin hafif boyanma veya hiç boya almama niteligi veya boyanmaya karsi direnç gösteris hâli.
*Renklere karsi tiksinti duyma, özellikle belli renklerden igrenme.
Ürkütücü bir alternatif dünya sahneleyen Tayfun Gülnar, x-ist’teki ilk kisisel sergisi “Chromophobia” yi, harabeler arasinda dolasan hayaletlerin sesinden medeniyetin basaramadiklarini söyletmek temeli üzerine kuruyor.Esitsizlik sorununa dogrudan odaklanan “Chromophobia”, mavi kullaniminin esliginde “Renk, ancak siyah-beyaz vizyonundan bakildiginda tehlikeli görülebilir.” gerçegiyle yüzlesiyor. Renklerden korkma vakasini, toplumsal siddet ve ayrimcilik düzeyinde degerlendirerek, acinin kaynaginin toplumu olusturan bireylerin tamami oldugu söylemini ortaya atan, taraf gözetmeksizin her defasinda farkliliklara karsi duyulan panik duygusuna dokunarak serginin bütününde aci verici sahneler olusturan genç sanatçinin üretimini de bu korku ve panik hissinin yarattigi savunma mekanizmasi tetikliyor. Sanatçi, iyicil-kötücül yanlarini reddettigi kurumlar ve kitlelerden dogan güvensizlik ortaminin siddetli olaylarini çatisma manzaralariyla görünür kiliyor.
Sergide yer alan çalismalarini “Eternal Cycle”, “Invasion” ve “Demolish” serileri olarak ayiran sanatçi; Eternal Cycle Serisi’nde insanlik tarihinin her diliminde farkliliklara duyulan tiksintinin tarafsiz acimasizligiyla ilgilenir. Bu olaylar mekânsal olarak gerçek ortamlarda yasanmasalar da sanatçinin alternatif olarak kurguladigi düzlemde gerçekligin yazgisindan siyrilamayan hayal kirikliklaridir. Ütopya hayalinin ölüm fermanini ise tekrar eden basarisizliklar duyurur... Invasion Serisi, körü körüne inanilmis düsüncelerin hükmüyle olusan siddet biçimlerinin yikici izleriyle örtülüdür. Suç, siddet ve yikimin öne çiktigi Demolish Serisi’ndeyse Ousmane Sembene’nin “O büyük binalari, caddeleri, tünelleri ve kiliseleri insan etinin üzerine insa ettiler.” Sözünü akillara getiren kapitalizm artigi islevsiz yapilar, artik bozulmus, nefesi kesilmis ve çignenmis vücutlar üzerine kurulu eski medeniyeti yeni mezarliklara dönüstürerek sehir ve mezarligi iç içe geçirir.
Izleyiciye kendi karanligiyla yüzlesmek durumunda kaldigi ve bundan kaçamayacagi gerilimli sahneler sunan Tayfun Gülnar serginin içerigini; “Chromophobia izleyenine hafifleme ayricaligi sunmaz. En mümkün haliyle beyninizin içinde artakalan karanlikla yüzlesirsiniz. Tüm devlerinizi öldürür, nefretinizle bas basa kalirsiniz. Baskalarinin farkliliklarindan rahatsizlik duymamaya baslarsiniz. Çünkü siz de baskasisiniz.” diyerek özetliyor.