x-ist, 5-6 Eylül, 2015 tarihleri arasinda Haliç Kongre Merkezi'nde üçüncü kez düzenlenen ArtInternational'da...
Geçtigimiz senelerde de ArtInternational'da isleri sergilenen Ansen ve Serkan Adin'in yani sira, x-ist bu sene üç yeni isim; Ali Elmaci, Burçin Basar ve Burcu Perçin’in eserleriyle B7 standinda. x-ist bünyesine yeni katilan Burcu Perçin solo projesiyle ayri bir stantta yer alacak.
Ansen, yeni islerinde de tarihi gerçekleri kendine has gerçeküstü yaklasimiyla ele aliyor. "Hang'em High" çalismasinda, önceki islerinin renk armonisini Western bir hikaye ile hatirlatiyor ve feminizm üstünden kadinin tarih boyunca toplumlardaki yerini sorguluyor.
Diger çalismasi, "The Master and the Conqueror; Stand a Little Out of My Sunshine"da ise Büyük Iskender ile Diyojen arasinda geçen ve ünlü "Gölge etme baska ihsan istemem" sözüyle sonuçlanan diyalogu canlandiriyor.
Ali Elmaci, ArtInternational'15 için hazirladigi "Silahlar Çekilince Gölgeler Büyür" serisiyle, kendine has mizahi siddet anlayisiyla genel geçer ahlak kurallarinin ve sayginlik göstergelerinin aldatici dogasini resmediyor. Seriden iki tuval çalismasi ve "En Güvenli Yer Benim Evim", otoritenin, varolussal kaygilarla bizzat yarattigi düsmani hem küçük görmesini bir yandan da ondan korkup, savasmasini konu ediyor.
Burçin Basar, ArtInternational'15 standinda "resim-heykel" formundaki cam eserleriyle yer alacak. Sanatçinin, "camin görünmezligi, transparanligi ve bilinmeyen boyutu üzerine arastirmalar" olarak tanimladigi seride, malzeme eserin kendisine direkt müdahale ediyor ve resmin nefes alma istegine cevap veriyor. Basar'in fuarda iki de tuval çalismasi sergilenecek; "Kapinin Önü" ve "Kayip Gezinti".
Burcu Perçin ArtInternational için ürettigi eserlerine, tas ve mermer ocaklarina insan figürü ve bitki imgeleri ekleyerek yeniden kurguladigi iç ve dis mekanlar yer aliyor. Bu islerde, dogal dünya ile insan elinden çikma dünyanin yani sira, bu kez kültür ile teknoloji arasinda kalmis insanin kendisi de yer aliyor. Perçin, toplumsal esitsizligi ve sömürüyü kendi bilincinde estetize ederken, bunlardan etkilenen çevreyi de merkezine aliyor. Sanatçi üretim sürecini söyle anlatiyor;
"Doganin içinde mermer ocaklarinin çiplakligini birebir gözlemlemek bu çarpikligin içinde organik formlari görme merakimi arttirdi ve bu manzaralarin içine bitkiler ve insan figürlerini dahil etmemi sagladi. Daglarin içinin insan eliyle keskin ve net çizgilerle oyularak olusturuldugu ve gün isigina paralel yapay bir isikla aydinlatilmis bu iç mekanlarin, dogal bitkilerin varligiyla yaptigi tezatlik yaratma sürecimin disavurumsal duygusunu olusturuyor. Kendi resimsel üslubumdan feyz alip dogal tas ve mermerleri kesip, kirarak bir nevi kolajla olusturdugum 3 boyutlu bu isleri ilk kez resimlerimle bir arada sergiliyorum."
Eserlerinde, süperego tarafindan baskilanan id’i, resmin öznesinin davranis biçimlerinin yerlestigi "oyun alaninda" resmeden Serkan Adin karsi cinse bakis, tahrik unsuru ve meydan okuma gibi kavramlari ele aliyor. Adin’in ArtInternational'15 için hazirladigi "Baselitz'e Öpücük", "Dikkat! Kaygan Zemin", "Soguk Içiniz" ve "Karadul" eserleri düz zemin üzerine kabartilmis duvar heykelleri formunda. Serkan Adin'in alisilagelmis kadin karakterlerini bu defa torso olarak degil de bakis ve yüz olarak, daha yakindan, mekansiz ve mahrem anlarinda görüyoruz.